30 Ekim 2013 Çarşamba

gecelerin upuzuuuuun gündüzlerin kısa olduğu dönem

Sonbahar ekinoksunun (23 Eylül) ardından kuzey yarım kürede kısa çok kısa bir süre süren gece-gündüz eşitliği sona erer ve artık geceler 21 aralığa her geçen gün biraz daha uzun olmaya başlar. 
Ama asıl karanlık kış saatlerin geri alımasıyla başlıyor bence. Akşam hemencecik hava kararıyor, işten çıkınca gün tamamen bitmiş gibi oluyor. Hele bir de norveçte durum çok daha vahim.

Norveçte yaşadığımızı söylediğimizde genelde şu  soru ile karşılaşıyoruz "yazları hep gündüz olması nasıl bir şey?" çok ilginç bir şey garip bir şey hele bir de hava güzelse insana dur durak olmaksızın yaşama hissi veren bir şey. Peki ya tersi... O da insana sürekli uyuma hissi veren bir şey bana göre.

Bu sene saatler 27 ekimde geri alındı.Trondheim için 27 ekimde 
güneşin doğuşu: 07:42
batışı: 16:21
gün uzunluğu 8 saat 44 dk

20 aralıkta ise
güneşin doğuşu: 10:00
batışı: 14:32
gün uzunluğu 4 saat 32 dk

huzur

Tanımlaması zor kavramlardır mutluluk, sevgi, huzur, vs.. Herkes için genel geçer bir tanım yapmak imkansız belki de bu kavramlar için. Öyle ağzı laf yapan insanlardan da değilim maalesef, olmak isterdim ama böyle yaratılmışım. Kendin hakkında 2 dk konuş deseler; çok uzun gelir konuşacak bir şeyim yoktur. Ama tanımını yapamasam da huzuru anlarda hissediyorum...

Sevdiğin insan yanında başını yastığa koymak huzur demek mesela benim için.. Ya da ocakta pişen bir yemek.. Ocakta pişen yemeğin bana huzur verdiğini bugün keşfettim ve garip geldi. Hatırladığım kadarıyla bu hayatımda, şeker düşmesine bağlı küçük krizlerimi saymazsak, aç kalacağıma dair bir endişem olmadı (çok şükür). Ama belli ki bilincimin bir yerlerinde, ki büyük ihtimalle bilinçaltımda buna dair bir endişe var. Ne de olsa Maslow'un ihtiyaçlar üçgeninde yeme, içme, barınma en temel basamağı oluşturuyor. Demek ki somut olarak bu konuda endişe duymamızı gerektirecek bir şey olmasa da o endişe bizimle birlikte yaşıyor. Farketmek güzel şey:)

27 Ekim 2013 Pazar

Spicy mexican eggs- Baharatlı meksika yumurtaları


Son zamanlarda meksika mutfağıyla yakın ilişkideyiz. Markete gidiyoruz meksika yemekleri yapmaya teşvik eden ürünler ve tarifler; televizyonu açıyoruz yine meksika yemekleri... E haliyle biz de başladık denemelere... Yaptıklarımız gerçeklerine ne kadar uygun bilinmez ama tadları gerçekten denemeye değer. Önemli olan da bu olsa gerek;)
Meksika yemeği yapmaya başladığımıdan beri mutfağımızda kimyon kokusu eksik olmuyor. Anlaşılan bu mutfağın vazgeçilmezi kimyon. Ben de kimyonun faydalı olduğunu duyup yemeklerde kullanmak isteyip ama köfte hariç hiiç aklıma gelmediği için kullanamayan bir insan olduğum için bu durum hoşuma gitti. (google: kimyonun faydaları:))

Neyse gelelim tarife..


Spicy mexican eggs 

(Gordon Ramsey'in tarifini kullanarak yaptık, ancak birebir değil evdeki malzemelere göre uyarladık)

3 yumurta

1 adet sivri biber 
1 diş sarımsak
yarım soğan
1 domates
200 gram meksika fasulyesi (pişmiş)
50 gram rendelenmiş peynir (tercihen cheddar peyniri)
tuz, karabiber, kimyon, pulbiber
3 adet tortilla

yuvarlak bir borcama yağ sürülür karabiber ve tuz ekilir ve tortillalar borcama dizilir. Biz iki tanesini 2ye kestik ve kenarlara koyduk ortaya da tam bir tane koyduk ve yukarıdaki gibi bir şekil oldu. Kabın şekline göre daha farklı da konulabilir. 


Fırın 180 dereceye ayarlanır


Bu sırada sebzeler doğranır. Soğan ve biber biraz sıvıyağ ile birlikte tavaya konur, karabiber ve kimyon eklenir ve 5-6 dk kavrulur. Ardından domatesler eklenir ve 3-5 dk daha pişer. En son fasulyeler eklenir ve 2 dk daha pişirilir. Karışım borcama, tortillaların üzerine dökülür. 


Karışımın içinde yumurtalara yer açılır ve yumurtalar dikkatlice kırılır. Biraz tuz ve karabiber eklenir. Üzerine rendelenmiş peynir serpilir ve en son da pul biber..


Daha önceden ısıtılmış fırında 8-10 dakika pişirilir. Fırının en üst rafında değil ama en üste en yakın olan rafta pişirilmesi tavsiye ediliyor.


25 Ekim 2013 Cuma

kadınbudu köfte


Büyüklerimden duyduğum kadarıyla "zor" kategorisinde sınıflandırılan bir köfte kadınbudu köfte ancak kızarmasının biraz uğraştırmasını saymazsak ben pek zorluğunu göremedim. Sanırım bazen kıvam tutturmak zor oluyor o zaman köfteler kızartırken parçalanabiliyor o yüzden böyle bir önyargı var:)

500 gram köftelik kıyma
1 kahve fincanı pirinç
1 orta boy kuru soğan
1-2 yumurta
İsteğe bağlı maydanoz, dere otu
1 tatlı kaşığı kuru nane
kimyon,tuz,karabiber

kızartmak için
un (veya galeta unu), 1 yumurta sarısı, sıvıyağ

Önce pirinçler suda yaklaşık 10 dk haşlanır. Lapa olmamasına dikkat edilmeli. Diğer tarafta soğan ve kıymanın yarısı biraz yağla beraber kavrulur. Kıymanın kurumamasına dikkat edilmeli. Kavrulan kıyma soğumaya bırakılır.

Kıymanın diğer yarısı, çiğ olan, yoğurma kabına alınır. Pirinç, baharatlar, yumurta ve isteğe bağlı olarak ince doğranmış dereotu ve maydanoz eklenir. 1 yumurta özellikle büyük yumurtalardansa yeterli olacaktır yoksa iki yumurta koymanızda fayda var.

Kavrulan kıyma da soğuduktan sonra karışıma eklenir ve iyice yoğurulur. Şekillendirmesi daha kolay olsun diye köfte harcı 1-2 saat buzdolabında dinlendirilir ve ardından elle şekil verip önce una (isteğe bağlı galeta ununa) sonra yumurta sarısına batırılarak kızartılır ve kızaran köfteler yağını emmesi için peçete üzerine alınır.

Kadınbudu köfte hem soğuk hem sıcak yenebilir.

Afiyet olsun!



24 Ekim 2013 Perşembe

mükemmel kitap


veee yine ilginç bir kitap daha..
Yazarı hakkında hiç bir bilgiye ulaşamadım henüz. Kitapta yazan; türk asıllı olmamasına rağmen türkiyede doğup büyüdüğü. Daha ilk sayfasını okurken beni etkiledi ve kısacık alıntılar yapmak istedim. Kitap 570 sayfa. Büyük ve sık yazılı. Okuması bayağı uzun süreceğe benziyor..

"Terra üzerinde en gelişkin tür olan bu varlıklar; madde dayalı, "dünyevi güç" denilebilecek türde bir güce sahip olanlar için fırsatlar yaratarak kendilerini sömürüye açık hale getirecek kadar maddeseldiler. Dünyevi güce sahip belli bazıları, büyük çoğunluğu, gruplara ayrılmış olarak görmeksizin, sadece daha fazla dünyevi güç için topluca aldatıp idare ederek çeşitli yöntemlerle sürekli sömürmekteydi. Burada bulunan çoğu varlığa göre ise, dünya yaşamı o kadar da yozlaşmış değildi; çünkü bizzat kendileri bu yozlaşmışlığın içinde olan ve ona neden olan unsurlardı........... Onlar için doğal bir şekilde kabul edilir hale gelmiş yozlaşmışlık öğeleri, yaşadıkları yaşamın çok daha inanılmaz bir düzeyde olabileceğini hayal etmelerine izin vermiyordu.... Zenginlik güç ve çiftleşme gibi dünyevi, geçici, illüzyonik, simülasyonik olgular uğruna, buradaki çoğu varlık  birbirine akıl almaz şeyler yapabilmekteydi. Asıl olan, kalıcı olan ve gerçek olan ne varsa, burada çoğunlukla bilinmiyor ve de değer görmüyordu."
.................
" Geçmişte  galaksideki diğer gezegen sakinlerinin yardımlarıyla, madde yapısının ötesini daha iyi anlayarak elde ettikleri üstün teknolojileri, artık günlük yaşamlarının bir parçası olarak mevcut değildi. Hepsi maddesel bedenlerinin farkındayken, asıl varlıklarını oluşturan, çevrelerindeki, maddeden daha yüksek titreşim seviyesine, ışığa ait rengarenk enerji alanlarını, çoğu artık fark edemiyordu."

23 Ekim 2013 Çarşamba

norveççede bazı deyişler

På vegne av: (on behalf of) = adına
örn:Politikerne snakker på vegne av folket. (Politikacılar halkın adına konuşur.)

stikk i strid= (mot) karşı, zıt, aksi yönde
örn: Forbud mot tigging er stikk i strid med kristne verdier. ( Dilenciliği yasaklamak hristiyanlık değerleriyle zıt yöndedir.)

mot alle odds: (agains all odds)= herşeye rağmen
örn: Han utdannet seg til lege, mot alle odds (Herşeye rağmen tıp okudu)

i skyggen av= gölgesinde
örn: I alle år hadde hun levd i skyggen av sin frittalende mann. Nå ville hun også bli hørt.


19 Ekim 2013 Cumartesi

Tekila spritzer

Tekila ile yapılan güzel bir içki;

Bir bardak için;

Yarım lime suyu
1 ölçü tekilaya 3 ölçü sprite

Guacamole sos- meksika sos

1 adet avakado
yarım lime suyu
tuz
kırmızı biber
yarım soğan
1 adet domates (isteğe bağlı)

Avakado ikiye bölünür, çekirdeği çıkarılır. Kaşık yardımıyla iç kısmı bir tabağa alınır ve çatalla ezilir. Limon tuz ve biber eklenir. diğer malzemeler de küçük küçük doğranarak hazırlanmış olan sosun içine katılır.

14 Ekim 2013 Pazartesi

Blogum (neredeyse)1 yaşında!!!


Aslında daha tam bir hafta var ama 1. yıldönümüne bu kadar az zaman kaldığının farkında değildim ve biraz önce görünce heyecan yaptım ve hemen yazmak istedim:)

İyi ki amaaan ne gerek var demedim ve iyi ki oluşturdum bu bloğu ve yazmaya başladım. Karakter olarak mükemmeliyetçi bir yapım olduğu için benim bir şey yapmam her zaman çok zor oluyor, çünkü kendi yaptığım hiç bir şeyi beğenmiyorum, beğenmeyeceğim daha doğrusu beğenmeyeceğimden emin olduğum! şeyi de yapmak istemiyorum. Ama bu sefer bu durumu aştım sanırım. Kendimi TEBRİK EDİYORUM:)


William Shakespeare'den 

Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz?
Çünkü kimseden bir şey ummam.
Beklentiler daima yaralar.

Hayat kısadır.
Öyleyse hayatınızı sevin.

Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.
Sadece kendiniz için yaşayın ve;
— Konuşmadan önce dinleyin,
— Yazmadan önce düşünün,
— Harcamadan önce kazanın,
— Dua etmeden önce bağışlayın,
— İncitmeden önce hissedin,
— Nefret etmeden önce sevin,
— Vazgeçmeden önce çabalayın,
— Ölmeden önce yaşayın.

Hayat budur.
Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.

Manzaraya daldım ses çıkarma...

Gerçek can sıkar beni uyandırmaa....
Ben böyle güzelim falan filan


P.S. Bu fotolara bakmaya doyamıyorum. Gökyüzünün bu kadar bulutsuz olduğu bir günü yakalamak öyle kolay değil bu şehirde..

10 Ekim 2013 Perşembe

norveç filmleri

Ben norveç filmleri izlemeye heveslendiğimde hangi filmi izleyeceğim konusunda cevapsız kalmıştım. Şimdi bir listem var. Kendime ve norveç filmi izlemek isteyenlere...


Telegrafisten
Victoria
Trolljegeren
Kon-Tiki
Elling
En som deg
31. August
Når nettene blir lenge
Orionsbelte
Halvbroren
Jeg reiser alene
Mannen som elsket Yngve
Jarle Klepp
1000 ganger god natt
Tatt av kvinnen

good girl W.

Türkiye tatilimizden sonra köpeğimizin bir problemi olduğunu kabullenip bunu düzeltebileceğimize inandık ve 19 ağustosta başladık ilk denemelere. Bugün 10 Ekim. ve artık köpeğimizin davranışlarında birtakım somut değişiklikler olduğunu görmek mümkün.. Sonunda ve çok şükür...

Öncelikle köpeğin davranışını değiştirebilmek için davranışında problem olduğunu fark etmek gerekiyor. Bu da türkiye koşullarında çok mümkün değil; çünkü neredeyse bütün köpeklerin davranış problemleri olduğu için insanlara hepsi normalmiş gibi geliyor. Köpek böyle davranır. Bu onun karakteri vs vs... Köpekler dna larından ne gibi özellikler getiriyor bilemiyorum ama şu kesin ki , Pavlovun meşhur köpeğinden de biliyoruz, köpekler yaşamlarını koşullanmalar üzerine kuruyorlar. Dolayısıyla köpeğin nasıl davrandığını belirleyen karakterinden çok çevre koşulları.. ve bunu anlamamızı sağladığı için bir kez daha teşekkürler köpeklere fısıldayan adama.

Tabi bizi başka düşündüren husus, burada dışarıda gördüğümüz tüm köpeklerin huzurlu,sakin ve söz dinleyen köpekler olmasıydı. Bizimki neden farklı düşüncesi de dönüp duruyordu kafamızda.

1,5 aylık uğraşılarımız sonunda sonuç verdi. Köpeğimizin problemi dışarıda bütün köpeklere hatta bazı insanlara kendinden geçerek havlamasıydı. Durdurmak imkansızdı. Sonra fark ettik ki aslında problem tek başına bu değil; köpeğimiz dışarı çıkarken çok panik oluyor. Dışarısı onun için korkutucu bir yer nedeni de büyük ihtimalle 9 aylık olana kadar hiç dışarı çıkmaması. Bunu fark edince evden çıkarken sakinleşmesi için binbir çeşit yöntem denedik. Sakinleşip sakinleşmediğini anlamak da çok kolay. Dokunarak anlamak gerekiyor. Sakinleşince titremesi geçiyor. Ama biraz sabır ve vakit gerektiriyor bu çalışma. Bazı günler evden çıkmak için bir saat beklemek durumunda kaldım.  Bu sayede apartmandaki anlamsızca havlamaları kesildi. Aynı zamanda dışarıda kimseyi umursamadan alıp başını gitme durumu da azaldı.


Bir başka mesele de dışarıdayken sözünüzü dinletebilmeniz için köpeğin bazı komutları öğrenmesi gerekiyor, ki bunlardan en önemlisi "gel" komutu. Bu nedenle uzunca bir süre her dışarı çıkışımızda ödülle birlikte "gel" komutunu çalıştık. Bu çalışmalar hem köpeğinizin gözünün daha çok sizde olmasını sağlıyor. Hem de karşınıza köpek çıktığında (bizim için istenmeyen bir durum) hemen gel deyip yönünü değiştirme imkanı sağlıyor.


Köpeklerle karşılaştığında havlaması kesilmedi henüz. Ama eskiye göre çok daha kısa sürede sakinleşiyor. Bir de ilgisi daha çok bizde olduğu için köpekleri her zaman görmüyor.Bunlar bizim için çok büyük gelişmeler:)


Halen yanımda ödül olarak bisküvi bulunduruyorum. Sorunsuz olduğu zamanlarda yanıma geldiğinde vermek için... Sonuçta bizim köpeğimiz küçük ırk bir köpek ve küçük köpek sendromu olabilir yani diğer köpeklere havlaması tamamen kesilmeyebilir. Ama yaşadığımız o ilk zamanlardan sonra köpeğimizi daha çok kontrol altında tutabilmek büyük bir nimet:)

8 Ekim 2013 Salı

02.10.2013-Kuzey ışığı sezonu açıldıı!!!:)


Dünyanın bu uzaaakk köşesinde bunca soğuğa ve karanlığa katlanmanın ödülü olsa gerek bu doğa harikasını evimizin sadece 2 adım (gerçek anlamda:)) ötesinde görebilmek. Kuzey ışıklarının (nam-ı diğer aurora borealis, northern lights, nordlys) bilimsel açıklamasını yapamayacağım fakat bildiğim şey kuzey ışıkları kuzey kutup dairesine yakın olan yerlerde görülebiliyor. Güney ışıkları ise güney yarımkürede güney kutup dairesine yakın olan yerlerde görülebiliyor. Aslında Trondheim kuzey kutup dairesini altında kalıyor ama akitivite çok olduğunda Trondheimda da görmek mümkün oluyor. Yoksa turistik olrak kuzey ışıklarını görmek için genellikle gidilen şehir Tromsø, ki  bu şehir Trondheim'ın oldukça kuzeyinde.


Kuzey ışıklarını görmeye karar vermek onları görebilmek için yeterli değil maalesef. Tromsø de düzenlenen turlara katılsanız bile kuzey ışıklarını göreceğinizin garantisi hiç bir zaman yok. Çünkü pek çok koşulun bir araya gelmesi gerekiyor, yani kısacası şanslı olmanız:)

Alaska üniversitesinin sitesinde bulunduğunuz yerden kuzey ışıklarını görüp göremeyeceğinizi anlamak için kontrol etmeniz gereken şeyler aşağıdaki gibi detaylı olarak anlatılmış:



Can I see the aurora?

To determine if the aurora will be visible from your area, follow these steps for using the auroral forecast website.

Step 1. Check the level of activity necessary for your area
First read the section on Interpreting the Auroral Forecast and select a map there that is appropriate for your area. You will see your map displayed for each of the 10 forecast levels (0 to 9). Find the levels where your location is inside the green line. For example, on the North America map, Chicago requires a 3 to see the aurora on the northern horizon and at least a 5 to see it overhead.

Step 2. Check activity predicted for the day of interest.
Return to the main Forecast for the day of interest. Select a map that is appropriate for your area. If your location is within the green line on the equatorward side of the green and white band around the pole, you should plan on aurora watching that night.

Step 3. Check the short-term forecast.
To see if the aurora will be visible from your location within the next hour, look at the "short term forecast" on the right-hand side of the display. This is a continually updated forecast, based on an actual satellite measurement, so if it shows an index 5 and you are in Seattle, Chicago, New York City, Halifax or anywhere under the green and white band, then there is aurora overhead. If the sun is down, you should go outside, away from city lights with a view of the poleward horizon and look for it. It will be most active between 10 p.m. and 2 a.m.

Step 4. Check the Current Auroral Activity
The current auroral activity from NOAA/POES satellite is also available on the forecast site. Use it to see where there is aurora at the moment.

Step 5. Plan ahead.
To plan a trip to the auroral zone, use the "Auroral Activity by Solar Rotation" (to the right on the web page). The maximum activity expected on each day is plotted there for 28 days in advance. Check the Traveler’s Guide to the Aurora for when and where to travel.

Tabi sadece aktivitenin olması ve sizin bulunduğunuz yerden teoride gözükebilecek olması yeterli değil. Aynı zamanda havanın açık olmaması ve bulunduğunuz ortamın - gökyüzünün de- karanlık olması gerekli. Örneğin dolunayın gökyüzünü aydınlattığı bir günde kuzey ışıklarını görmek pek mümkün değil.
Aslında güneşteki bu aktiviteler yıl boyunca olduğu için yılın 12 ayı kuzey ışığı görmenin teoride mümkün olduğu söyleniyor. Ancak özellikle yazın hava kararmazken ışıkları görebilmek pratik olarak mümkün değil. Bu nedenle kuzey ışıklarını görmek için en uygun aylar eylül ve mart arasındaki aylar.

6 Ekim 2013 Pazar

huzursuzluğun kitabı

Tam da bu kasvetli sonbahar pazarında gözüme çarptı bu alıntı:

"İnsan, ilginç ya da yararlı ne anlatabilir? Başımıza gelmiş olan şeyler, ya herkesin başına gelmiş ya da yalnızca bizim başımıza gelmiştir; ilk durumda bayatlamıştır, ikinci durumda da bizden başkası anlayamaz onları. Hissettiklerimi yazıyorsam, hissetmenin ateşini azaltmak için başka çare olmadığından."
Fernando Pessoa- Huzursuzluğun kitabı

 Ekşi sözlükten hakkında yazılanları okuyordum, ilgimi çekti özellikle aşağıdaki alıntılar da:


"kalp düşünebilseydi atmaktan vazgeçerdi." (syf:27) 

"yaşamak başkalarının niyetleriyle örgü örmektir." (syf: 41) 

"bir köşeye atılmış her şey. sokağa atılmış bir bez parçası olan iğrenç varlığım, hayatı görünce kılık değiştiriyor." (syf: 66) 

"anlamak için kendimi yok ettim." (syf: 79) 

"fakir insanın bir imparatorluğu var. güçlü olanın ise altı üstü bir tarlası." (syf: 151) 

"biz aslında insanları sevmeyiz. sevdiğimiz, bir insan hakkında oluşturduğumuz fikirdir." (syf:161) 

"tanrı ruhumu bir süse çevirdi." (syf:185) 

"hayat tecrübesi insana bir şey öğretmez, tıpkı tarih gibi." (syf: 187) 

"var olmuş olmayı bırakmak; işte bunun hiç yolu yok." (syf: 190) 

"yüreğim çaresizce, delik bir kova gibi boşalıyor." (syf: 208) 

"insanları yönetmenin temelinde iki ilke yatar; onları baskı altına almak ve aldatmak." (syf: 217) 

"bir bireye bahşedilmiş olan ruh, başkalarıyla ilişki kurmak uğruna ödünç verilmemeli." (syf: 274) 

"ve nihayet, ne mutlu her şeyden vazgeçene; her şeyden vazgeçtiğine göre elinden hiçbir şeyi alınamayacak olana." (syf: 297) 

"ben, gerçekten ben olan ben, duvarlarla değil, duvarların yapışkanlığıyla kuşatılmış her şeyin, etrafı hiçle çevrili merkeziyim." (syf: 335) 

"yalnız yaşayamıyorsan, doğuştan kölesin demektir." (syf: 355)

"yaşamayı beceremeyişime deha dedim, alçaklığıma ise incelik." (syf:381)

"mutsuzluğunun farkında olmayan bunca insanın mutluluğu beni ürpertiyor." (syf: 385)

"hepimizde aşağılık bir taraf var. hepimiz içimizde bir suç saklarız. işlemiş olduğumuz ya da ruhumuzun işlememizi isteyip durduğu bir suç." (syf: 387)

"kimsenin gelmediği bir yerden, kimsenin gitmediği bir yere uzanan bir yol için neler vermezdim." (syf: 402)

"bir bedeni olan insanlar olarak giyimli hayvanlar kategorisinde yer aldığımız gibi, aynı zamanda en temel özelliği kıyafetsiz dolaşmamak olan bir ruha sahibiz." (syf: 537)

"kendimizi gülerken hayal edebilecek kadar gürültü edebilseydik, canlı olduğumuzu zannettiğimize gülerdik mutlaka." (syf: 571)

"hayatımızı böyle öldük işte. ayrı ayrı ölmeye o derece dalmıştık ki tek bir varlık olduğumuzu, ikimizin de ötekinin yanılsaması olduğunu, kendi içimizdeyse varlığımızın basit bir yankısı olduğumuzu göremedik." (syf: 575)

"beni dinden koru çünkü dinginliktir. inançsızlıktan da koru çünkü güç demektir." (syf: 575)

"hayattan uzaklaşmamın kazandırdığı doğal ödül, başkalarının benimle kesinlikle uyuşamaz hale gelmesi oldu." (syf: 618)

2 Ekim 2013 Çarşamba

kebap norveççesi, nam-ı diğer kebabnorsk

Norveççeyle birazcık ilgiliyseniz hemen öğrenirsiniz ki, kursta ne kadar çok şey öğrenirseniz öğrenin dışarıda insanları anlamak hep çok zordur. Çünkü zaman zaman norveçliler bile norveçlileri anlamakta zorlanıyor.. Nedeni ise yüzlerce farklı diyalekt (sanırım türkçesi ağız veya lehçe) olması.. Bu da her bölgede,şehirde hatta belki kasabada farklı bir diyalekt konuşuluyor anlamına geliyor. Bunların yanında bir de bir kısım sosyal kesimlerin konuştuğu sosyolektler var. Bunlardan biri de kebabnorsk. Açıkçası isminden ötürü ben önce herhalde türklerin (özellikle kebapçı işleten türklerin) konuştuğu norveççe diye düşündüm; fakat değil. Daha çok Oslo' da yaşayan Pakistan, arap kökenli gençlerin konuştuğu bir sosyolekt.  Diğer bir deyişle içinde başka yabancı dillerden kelimeler bulunduran bir norveççe. Kebabnorsk un bir diğer adı ise Wolla norsk. (evet wolla türkçedeki valla)
Birkaç örnek:
tæsje (çalmak,hırsızlık yapmak), blod (kardeş,kanka), floser (para), baosj (polis), faite (kavga)

Kebabnorsk rap şarkılarda da kullanılmakta. Örn: Karpe Diem - Vestkantsvartinga