7 Ocak 2014 Salı

Toronto' ya yolculuk

Bir noel ve yılbaşı çılgınlığını daha geride bırakmış bulunmaktayız. Noelin benim için hiç bir anlamı yok ama  hristiyan bir ülkede yaşayınca aralık ayında noeli her saniye duymamak, görmemek, hissetmemek imkansız. Şimdiye kadar bütün noellerde (Yani 24 aralık gecesini kastediyorum aslında noel arifesi) Türkiye'de oluyorduk ama bu sene yurtdışında noel yaşama imkanı doğdu bize. Hem de Kanada' da. Daha önceden de bahsetmiştim gitmemize 3 gün kala bize ulaşan vizemizi heyecanla beklememizden. Vizemiz fedex ile gidiş geliş yaklaşık 1500 krona mal olarak bize ulaştı. Bu arada fedex in norveçteki sistemine hayran kaldım doğrusu. Burada postane ile gönderilen postalar kapımıza ya da posta kutumuza kadar gelmiyor marketteki posta ofisine geliyor biz de oradan alıyoruz. Ama neticede fedex bir kargo şirketi olduğuna göre ve oldukça da yüklü bir miktar para aldığına göre -ya da en azından benim Türkiye'de deneyimlediğim kadarıyla- postaları kapıya getirmesi gerekiyor. Evet getiriyor ama apartman kapısına! Zile basıyorlar siz kapıyı açmak için otomata basıyorsunuz ama ne gelen var ne giden.. Aşağı inip baktığınızda ise arabanın içinde bekleyen bir adam... Buna da şükür, marketin önüne de randevu verebilirdi!:)

Herneyse, vizemizi aldık ve 17 ocak sabah erken saatlerde önce Amsterdam'a KLM'nin minik cityhopper uçaklarıyla iki kişilik koltuklarda 2 saatte uçtuk. Ardından Amsterdam-Toronto uçuşumuz 8,5 saat sürecekti ve benim ilk ve tek uzun uçuşum olan bundan 4 sene önce İstanbul-Singapur uçuşum oldukça sıkıntılı, iki gözüm iki çeşme şeklinde geçtiği için içten içe endişeleniyordum. Meğerse endişelerimin hepsi boşaymış, kapıda bizi süper bir süpriz bekliyormuş. Biletimiz ekonomiden business class a yükseltilmiş (upgrade edilmiş). O andan itibaren KLM açık ara farkla favori havayolu şirketim oldu:)Tabi bu konuda eşimin çılgınca iş seyahatleri yapıp silver flying blue karta sahip olmasının da hakkını yememeliyim. İyi ki o seyahatleri yapmışsın canım eşim:) Uçağın üst katındaki herkesin bir yatak boyu alana sahip olduğu süper lüks bölümümüze çıktığımızda benim ilk tepkim "E burada uyuyamayız ki uyursak her şeyi kaçırırız.." oldu. Büyük ihtimalle bizim gibi çok insan vardı, çünkü neredeyse herkes telefonuna sarılmış fotoğraf çekiyordu..  Bunlar da bizden...



Bu arada geçen gün internette uçak bileti bakarken aşağıdaki video ile karşılaştım. Konuyla alakalı, paylaşıyorum
http://video.about.com/budgettravel/Tips--Free-Airline-Upgrade.htm#vdTrn

Sonuçta dümdüz yatak şekline gelebilen koltuğumuz, leziz yemekler çeşit çeşit içecekler ve film, müzik vs sayesinde 8,5 saatlik yolculuk göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Uçak inişe geçmeden önce daha sonra havaalanındaki gümrük görevlilerine vermek üzere bir form doldurmak gerekiyor. Kaç gün kalacağımız, yanımızda tohum,yiyecek, hayvan vs olup olmadığına dair. Bu formu doğru doldurmak önemli çünkü yanlış/yalan bilgi ülkeye girişte problem oluşturabiliyor. Gümrük görevlisi bize 10 gün ne yapacağımızı, nerelere gideceğimizi ve nerede kalacağımızı sordu. Sorunsuzca atlattık. Ve ver elini Kanada...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder