Herneyse, vizemizi aldık ve 17 ocak sabah erken saatlerde önce Amsterdam'a KLM'nin minik cityhopper uçaklarıyla iki kişilik koltuklarda 2 saatte uçtuk. Ardından Amsterdam-Toronto uçuşumuz 8,5 saat sürecekti ve benim ilk ve tek uzun uçuşum olan bundan 4 sene önce İstanbul-Singapur uçuşum oldukça sıkıntılı, iki gözüm iki çeşme şeklinde geçtiği için içten içe endişeleniyordum. Meğerse endişelerimin hepsi boşaymış, kapıda bizi süper bir süpriz bekliyormuş. Biletimiz ekonomiden business class a yükseltilmiş (upgrade edilmiş). O andan itibaren KLM açık ara farkla favori havayolu şirketim oldu:)Tabi bu konuda eşimin çılgınca iş seyahatleri yapıp silver flying blue karta sahip olmasının da hakkını yememeliyim. İyi ki o seyahatleri yapmışsın canım eşim:) Uçağın üst katındaki herkesin bir yatak boyu alana sahip olduğu süper lüks bölümümüze çıktığımızda benim ilk tepkim "E burada uyuyamayız ki uyursak her şeyi kaçırırız.." oldu. Büyük ihtimalle bizim gibi çok insan vardı, çünkü neredeyse herkes telefonuna sarılmış fotoğraf çekiyordu.. Bunlar da bizden...
Bu arada geçen gün internette uçak bileti bakarken aşağıdaki video ile karşılaştım. Konuyla alakalı, paylaşıyorum
http://video.about.com/budgettravel/Tips--Free-Airline-Upgrade.htm#vdTrn
Sonuçta dümdüz yatak şekline gelebilen koltuğumuz, leziz yemekler çeşit çeşit içecekler ve film, müzik vs sayesinde 8,5 saatlik yolculuk göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Uçak inişe geçmeden önce daha sonra havaalanındaki gümrük görevlilerine vermek üzere bir form doldurmak gerekiyor. Kaç gün kalacağımız, yanımızda tohum,yiyecek, hayvan vs olup olmadığına dair. Bu formu doğru doldurmak önemli çünkü yanlış/yalan bilgi ülkeye girişte problem oluşturabiliyor. Gümrük görevlisi bize 10 gün ne yapacağımızı, nerelere gideceğimizi ve nerede kalacağımızı sordu. Sorunsuzca atlattık. Ve ver elini Kanada...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder