Çocukluğu boyunca sürekli şehir değiştirip sevdiklerini, arkadaşlarını, okulunu kaybetmiş olan ben hayranı olduğum Can Yücel'in de öğüdünü dinleyerek,
"Bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne
O olmazsa yaşayamam demeyeceksin
.....
Çok sevmezsen çok acımazsın
Çok sahiplenmeyince çok da ait olmazsın hem"
bağlanmamaya çalıştım hep. Hiç bir yere, hiç bir şeye... Bağlanmadım da. Ama sadece sözde! Olmadı, olmuyor... İnsan her şeye ne kadar da çabuk alışıp benimsiyor ve sahipleniyor. En başından beri bu yerden yakında bir gün kopman gerekeceğini bilsen de, eşyalarınla çok yerleşmesen de kalbinle çoktan yerleşmiş oluyorsun. ve sonra o en başından beri aklının sürekli bir köşesinde bulunan gün gelince kalbinde inceden başlayan bir sızı... Terk etmen gerekiyor ya, o yerle ilgili bütün kötü anılar siliniyor geriye sadece seni daha da üzmeye yarayacak güzel anılar kalıyor.
"Çok eşyan olmayacak mesela evinde
Paldır küldür yürüyebileceksin."
Göçebe yaşama özeniyorum bugünlerde, evin araban hiç bir şeyin olmadan yaşanılan eski günlere.. nerede karnın doyuyorsa oraya hep birlikte yerleştiğin... ve doğayı sahiplendiğin...
"İlle de birşeyleri sahipleneceksen
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yeri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin.
Güneşi, yıldızları..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder