9 Ocak 2013 Çarşamba

2013

Bu sene bir ilk gerçeklesti, daha öncelerini çok hatırlamıyorum ama geçirdiğim son 10-15 seneye kıyasla en beklentisiz yılbaşımı geçirdim. Hep şuna inanırım insanın fazla bir beklentisi olmazsa daha az üzülür daha az hayal kırıklığına uğrar.. Bunun örneğini de bu yılbaşında yaşamış oldum. 

Normalde 1 Ocak tatil olmasına rağmen benim için en sıkıcı en bunaltıcı günlerden biridir. Çünkü 31 Aralık büyük bir hevesle beklenir, hediyeler alınır, planlar yapılır, hayaller kurulur.. Ardından gece yarısı 10-9-8-7-6-5-4-3-2-1 veee fossss... Balon söner, çünkü aslında değişen bir şey yok... Zaten muhtemelen sabaha karşı uyunmuştur dolayısıyla 1 Ocak' ın yarısı zaten uyuyarak geçer hele bir de kanda alkol varsa tamamen tatsız bir güne dönüşüverir bu tatil günü...

Bu sene yılbaşının benim için çok bir özelliği yoktu çünkü zaten etrafımızda evde oturmak planı dışında plan yapan yoktu bir de üstüne 2 ocakta Norveç'e dönecek olmamız eklenince bizim için de planların en güzeli sakince evde oturmak oldu. Böylece belki de hayatımın en iyi 1 Ocak ını yaşamış oldum, yolculuk sıkıntısını saymazsak tabi:)

Yeni yılın benim için asıl önemi baharın gelmesidir. Gerçekte böyle olmasa da bana göre 1 Ocak baharın ilk günüdür ki bu da koskoca bir mutluluk nedenidir... Bu sene Ankara'daki bol güneşli hava benim bu inancımı destekler şekildeydi. Ama tabi çok da uzun sürmüyor aslında kara kışın tam da ortasında olduğumuzu yeniden idrak etmem.

Yine de seviyorum baharın gelebilme ihtimalini!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder