27 Şubat 2014 Perşembe

norveçte "hamile" olmak

Uzuun zaman oldu yazmayalı... 2014 ün başlamasıyla ve hemen ardından mutlu haberi almamızla birlikte önümüze kocaman bir öğrenme safhası daha açıldı. Kafam da sürekli onunla meşgul olduğu için yazmaya pek fırsat olmadı. Konumuz "norveçte hamile olmak" :)

Norveç, namı diğer çocuk doğurma açısından dünyanın en iyi ülkelerinden biri.. Dünyanın diğer ülkelerini bilemem ama gerçekten de Norveç'in çocuğa ve aileye sağladığı imkanları Türkiye'yle kıyasladığımızda fark bayağı büyük... En basitinden çalışan anneye verilen ücretli izin Türkiyede 4 ayken burada bir yıla kadar. Babaya verilen izin ise 3 günken burada 2,5 ay. Daha doğrusu anne ve babaya verilen toplam izin hakkı 49 hafta, bunu istedikleri gibi paylaşabiliyorlar. En az 14 haftasını babanın kullanması şartıyla (fedrekvote). Baba evde çocuğa bakarken anne çalışıyor. Yani babanın çocuğa bakmasının sadece sevmekten öteye geçip onun gerçek anlamda bakımıyla ilgilenmesi anlamına geliyor ki bu da baba ile çocuk arasındaki bağ için çok önemli bence. İşte bu sayede bu ülkede sokağa çıktığınızda bebek arabasıyla çocuğunu gezdiren babalara rastlamak çok olağan.

Bunlar sonraki aşamalar, gelelim hamile olduğunuzu kendi yöntemlerinizle öğrendikten sonraki ilk aşamalara.. Hamile olduğunuzu bebek 5-6 haftalıkken öğrendiğinizi varsayarsak hemen koşarak doktorunuza gitmenizin pek bir anlamı yok. çünkü 12. haftaya kadar doktorun yaptığı tek şey idrar testi yapıp 12. haftaya randevu vermek. Eğer daha öncesinden herhangi bir probleminiz yoksa , düşük ya da başka türlü sorunlar, ve 35 yaşından küçükseniz 12. haftaya kadar hiç bir şey yapılmıyor. 12. hafta da da çok bir şey yapıldığı söylenemez gerçi.. Yani Türkiyede sizinle aynı haftada hamile olan insanlar kandaki bilmemne oranından, ikili testten, onun testinden, bunun testinden bahsederken siz tamamen ne haliniz varsa görmekle meşgulsünüzdür:)
O yüzden sanırım en iyisi internetteki kötü hikayeleri okumaktan vaz geçip evham derecenizi azaltmak. Yoksa benim de başıma geldiği gibi 12. haftaya kadar içiniz içinizi yiyerek bekleyip 12. haftada büyük bir hevesle kalp sesini duymak için (ultrason değil) doktora gittiğinizde sesi de duyamayıp (ki 12. haftada kalp sesini duyabilme ihtimali %50 imiş) iyice kafayı yeme noktasına geliyorsunuz. Neyse ki bu gibi durumlar için özel ultrason imkanı var, içinizi rahatlatmak için yani. Ama bu size 1200-1500 krona mal oluyor.
Devletin hamilelere verdiği bedava ultrason imkanı ise 18. haftada. Doktorunuz sizin için hastaneden bir randevu ayarlıyor ve ona göre hastaneye gidiyorsunuz. Normal koşullarda devletin sağladığı ilk ve tek ultrason imkanı bu. Cinsiyeti de o sırada öğrenebildiyseniz şanslısınız. Yoksa ya yine özele gideceksiniz ya da doğumu bekleyeceksiniz.

Bir de doktordan (fastlege) başka gidebileceğiniz bir yer daha var. Ben henüz gitmedim ama orada hep ebeler olduğu için daha detaylı bilgi alma imkanı mevcutmuş. Helsestasjon. Yaşadığınız yerin bağlı olduğu helsestasjona istediğiniz zaman randevu alıp gidip danışabiliyorsunuz. Zaten bebek doğduktan sonraki takipler de yine aynı yerde yapılıyor.
Şimdilik bu kadar..